Perspektif 1-5 Bölüm

ByZed

Üye
Üye
Mesaj
94
Beğeni
92
Puan
666
Ticaret Puanı
0

Bölüm 1- Colorado Lisesi
Evet bu gün ilk gün okul hayatımın yeniden başlangıcı 16 yaşında şuana kadar hiç bir okulda sona kadar gidememiş ben.Annemin beni uyandırmaya geldiğini merdivenlerden gelen seslerden anlamıştım.Luke! Kalk yatağından yoksa geç kalıcaksın...Daha odaya girmeden bağrınmaya başlamıştı bile.Annem odaya girdiğinde ben hala yatağımdaydım.Colorado Lisesi burası ne kadar farklı olabilirdi ki benim için en fazla 1/125000 de bir ihtimal gibi o kadar lise arasında bu ihtimal bile bir şey ama ihtimaller arasında bir çok şehir değiştirdikten sonra düşük olasılıklar farklılık yaratmaya bilir.Benim kendi düşünceme ne kadar farklı olsada bu bir çok liseye gittim daha ilk sınıfın ilk döneminde bile kabul edilmedikten sonra farklı olduğum düşüncesi yaratıldı bilmiyorum bu konuda haklı olabilirler onlar gibi değilim insanlarla değil sayılarla konuşurum ben.Nebraska Lisesindeki Rehber öğretmenmimize göre bende OCD(Obsesif Kompulsiz Bozukluk) var ama ben sadece mükemmeliyetçi olduğumu düşünüyorum.Her neyse kahvaltıdan sonra okula geç kalmamak için sanırım koşmam gerekicek.Merdivenler den mutfağa doğru inerken bir şey dikkatimi çekti saat.Saat daha 6:30.Şaka yapıyor olmalısın!.Yine ilk günüm olduğu için annem her zaman önceliğin bir avantaj olduğunu düşünmüştür ama bence öncelikler sadece çabuk kararlara yol açar bana göre değil o yüzden yatağıma geri dönmek istesemde annem beni zorla aşağıya indirmeyi başarmıştı.Mutfağa daha girmeden annemin yumurta yaptığını kokusundan anlamıştım kahve ve yumurta gün için iyi bir başlangıç sayılırdı benim için en sevdiğim iki şey.Masaya oturduk annemle birlikte ama yanımdaki tezgahın tam ortasında bulunan beyaz bulaşık makinesinin üzerinde bulunan saat dijital olsa bile "tik-tak" sesi beni sinir etmesine engel olamıyordu hışımla yerimden kalkarak makinenin fişini çektim.
-Hadi ama sesi duyadın mı !?
-Ne sesi!Yinemi başlıyoruz...
-Yine başlamıyoruz sadece çıkan ses beni sinir ediyor.
-Luke ses falan çıkarmıyordu.Her neyse kahvaltı sanırım sona erdi çantanı al ve çıkalım.
-Çıkalım ? Beraber mi ?
-Arabayla bıraka bilirim.
-Gerek yok ben yürüyerek gidebilirim.
-Okula yaklaşık 6 kilometre var ?
-Okula daha 2 saat var.
Yukarı odama çıktım siyah nike çantamı alıp üzerime gri polarımı giydim kapşonumu geçirip evden okula çıktım.Yolda her şey her yerdeki gibiydi aynı neden hiç bir yerde bir farklılık yok her kes aynı her şey aynı.Okulun önüne geldim okul kapısında Luke Mark 9-C yine mi C her neyse sınıfıma çıktım her kes birbiriyle tanışmaya çalışıyor çok saçma bence insan niye başkasıyla tanışmak istesin.Öğretmen masasının karşısında en arkada ki boş sıraya geçip kafamı sıraya koydum.Konuşmalardan anladığım kadarıyla ilk ders matematik herkesin nedense matematikten nefret ediyor gibi tavrı vardı.Ama benim en sevdiğim ders matematik ti daha doğrusu içindeki sayılar tek yakın olduklarım.Dersin hocasıydı herhalde içeri giren adam biraz yaşlı harry potter ınki gibi gözlük takıp hep gözlüklerin altından bakarak konuşuyordu.İlk dersimiz Pi konusuydu.Hoca profesör ve Lincoln üniversitesinden gelmiş.Pi yi hoca sonsuzluk olarak tanımlamaya çalışınca sanırım bir ders vermem gerektiğini düşündüm hiç bir şey sonsuz olamaz bana göre.
-Sonsuzluk sizin için ne ifade ediyor ?
-Sonsuzluğun ifadesi olsaydı sonsuz denmezdi.
-O zaman pi ye nasıl sonsuz diyebildiniz.
-Sayılar hiç bir zaman tekrar etmiyor buda sonsuza kadar gittiğini belirtir.
-Sayıların tekrar etmemesi sonsuzluğu kanıtlar mı sayılar aynıdır sadece ard arda gelmez bu demek değildir ki sayıların sonsuz olduğu hiç bir şey sonsuz olamaz.Sonsuz imkansız demeniz gibidir imkan her şeyi size verir imkansız olamaz poker oyununda rulet oynadığınızı düşünün kartların sayısı 52 elinizde olan kart 2 masaya bakarsanız aynı kart çıkma olasığınız 2 kart ta bir aynı olmasından zaten 1/13. floş royal olması size %0,00015 şans gibi gelebilir ama her oynadığımız elde size floş royal çıkarabilirim.
-İmkansız
-Kime göre ?
-İhtimallere.
-İhtimal size ne ifade ediyor sadece yüzdeler mi Straight Flush olası kombinasyonu 36 ve yüzde olarak %0,0014 olması sizin ihtimallerinize görede şans ama siz ihtimali sadece olasılık olarak kabul edip sonsuzluğu benimsemişsiniz sonsuzluğun olması demek imkansızın da gerçek olduğu %0,0014 ihtimalin %0 dan bile küçük olması ve gerçek olması şans ta olamaz.İhtimalleriniz çöpe gider.
Profesör Rice gülerek adınız bayım ?.Tüm sınıf bi anda bana döndü sanki bi an adımı unutmuştum L...-Lu... Luke efendim.
-Bay Luke dersten sonra odama gelin.



Bölüm 2 - Takımın Yeni Üyesi



Zil çaldığında bizim sınıftan bir çocuk yanıma geldi
-Çok iyiydin dostum
-Teşekkürler Eee...
-Tyler Adam
-Teşekkürler Tyler şuan profesörün yanına gitmem lazım.
-Tamamdır.
Sınıftan çıktım profesörün odası nerde olabilirdi acaba.İlk önce merdivenlerden aşağıya indim sabaha sınıfı ararken bi kaç tane hocanın odaları vardı aşağıda Profesör Rice inde odası orda olabilir.Tam da düşündüğüm gibi kantinin tam yanındaki oda kapıyı 2 kere tıkladım ve direk içeri girdim.
-Hoş geldiniz Bay Luke
-Bişey mi diycektiniz profesör ?
-Evet Bay Luke oturun lütfen.Neye inanıyorsunuz ?
-Kendime
-Hayır neye inanıyorsunuz
-Düşüncelerime(sanırım sorusunu anlamıştım ama cevabını bilmek istediğinden emin değilim)
-Sanırım doğru soramadım Bay Luke kime inanıyorsunuz ?
-Hristiyan mısınız ?
-Soruma cevap alamadım Bay Luke
-Bende profesör ve ben cevabını almadığım sorulara cevap vermem.
-Hayır değilim ya siz
-Görmediğim bir şeye inanmam
-Aklınız Bay L...
-Herkeste var
-Sizin düşünceleriniz d.....
-insanlar aynı
-hazır cevapsınız!
-sorulara verilen cevapsızlıklardır gerçekler soru sorulmadan verilen cevaplar değil...
-Satranç oynar mısınız Bay Luke ?
-Sanırım çoktan başladık profesör.
-Satranç her zaman savaş değildir Bay Luke şimdi çıkabilirsiniz.
Hızlıca yerimden kalktım ve odadan çıktım sınıfa doğru giderken her kes bana bakıyordu nedenini anlamasamda sanırım daha ilk günden beni yine farklı görmeye başlamışlardı ama artık farklılıklarımın onların düşüncelerine göre şekilllenmesine izin veremezdim sanırım Colorada Lisesi 1/125.000 ihtimali gerçekleştiricek lise benim için.2.Ders beden di daha çok tanışma olucak gibiydi hiç birşey yoktu soyunma odamızda okulumuzun baseball takımı varmış bende küçüklüğümden beri tek başıma baseball da vurucu olmak istemişimdir.Baseball sopalarının yanına gittim Tyler da yanımdan gelmiş fark etmemiştim bile sence vurucu olabilirmisin dedi atıcıların saniyede kaç kilometre attığı ve gücümün tur vuruşuna yetebiliceğini hesaplamam gerektiğini söyledim sayılardan başka bişeyler yapıp yapmadığım konusunda suratından da okunacağı üzere bi farklılık sezmişti bende o da ama sanırım buna aldırış etmeden yanımda duran ilk insandı.
-Bunu denemeye ne dersin ?
-Atıcı yok toplar yok ve sopalar bizim değil ?
-Gerek yok.Sopalar lisemizin ve bende atıcılığımı geliştirmek istiyorum bana bu konuda yardım edebilirmisin?
-(Sanırım bu çocuğu sevdim kurallara uyanlar başarılı olamaz o yüzden bencede sopaları kullanabiliriz.)Bence beni çalıştıran sen olucaksın.
Baseball sahasına çıktık çok fazla ışık vardı her zaman olduğu gibi gri polarımın kapşonunu çektim Tyler şapkasını takmış ve benim hazır olmamı bekliyordu Tyler'ın solak olduğunu şuan fark etmiştim ki buda benim için %17 lik bir şans tanıyordu solakların gücü sağ atıcılardan atış farklılığı olmaksızın %17 lik bir fark oluşturur.Bunun avantajım olmasını düşünüyorum.Tyler bekledi sanırım oda beni süzüyordu ayaklarımı bir birlerine paralel hizaladım sonuçta solla atıcak ve paralel durmam avantajımı daha da arttırıcak benim için amacım tur vuruşu yapmak bunun için tüm gücümü ayaklarımdan alıp direk bileklerimle topu atabildiğim kadar uzağa atmam gerek çok fazla ışık olmasına rağmen bunlara aldırış etmeden Tyler'ın atışını bekledim.Topu elinde çıkarmıştı yaklaşık saatte 87-88 kilometrelik bir hız çok kötü değil hatta iyide denebilir ama en az 90-95 kilometrelik bir hıza sahip olmalı bu da benim vuruşumu kolaylaştırdı vuruşu tam sopamın ortasında bulunan C.H(Colorado Lisesi)ambleminin bulunduğu yere denk gelmişti ve tamda istediğim gibi bir atıştı oldu bu atışı başarıyla karşılamış olsamda atışım tamda aydınlatma sistemine geldi ve ordaki aydınlatmalardan biri kırıldı...Sanırım bunun için bi ceza alabiliriz Koç aniden sahaya girdi ve o atışı kimin yaptığını sordu sopanın benim elimde olup onun böle bir soru sorması beynini normalden daha az zorladığının bir kanıtıydı ama kızmamış tam aksine heyecanlanmış bir yüz ifadesi vardı nedenini anlamasamda.
-Evlat takımdasın...



Bölüm 3 - Yaşamın Resmi




Okulda bu gün dikkatimi çeken bi kaç kişi vardı sanırım 11.sınıflardanlardı ve şu ana kadar takımda 4 atıcı saydım bu ihtimalde Tyler'ın takıma girme ihtimallerini %20 ye kadar düşürmüştü ama sanırım en büyük şansı solak olmasıydı solakların vuruculara karşı %17 ihtimal düşüşü olsada şuana kadar hepsi sağlaktı ve saatte 87-88 km hızda atmasıda bir avantajdı rekor la pekte bir fark yok aslında okul takımındakilerin o kadar büyük bir yüzdeyle atma ihtimali 5 kişi ve sağlak en fazla 70-74 km dir eğer antrenman oranlarınıda hesaplamaya çalışırsak kas oranlarına göre sanırım 80-83 kmlik hızla atıyorlar bu yüzden Tyler'ı koç'un dikkatini çekicek bir yere getirmemiz lazım.Neyse şimdilik bu fikir aklımda kalsın Resim dersine gelmiştik sanırım en iyi olduğum derslerden biri ama mükemmeliyetçiliğim yüzünden en fazla zaman harcadığım ders olucak gibi her şeyi saniyelik bir şekilde resmedebilirim iki elimi kullanabilmemde benim en iyi avantajlarımdan biri sanırım.Derse Tyler la birlikte girdik Bayan Amy hocamızdı yani kadını pek tanımıyorum zaten sadece adının Amy olduğunu panoda görmüştüm.Kendini biraz tanıtıp kara tahtaya adını yazdıktan sonra bu gün derslere başlıycağımızı söyledi ben hariç kimsenin bu konuya sevindiğini sanmıyorum herkesin yüz ifadeleri değişti sanki limon yalamış gibi bir ifade vardı yüzlerinde. İlk konumuz yaşam dı.Hoca herkese sırayla yaşamı nasıl tanımladıklarını ve ona nasıl yaklaştıklarını soruyordu.Kimse buna bi cevap veremedi Bayan Amy bu duruma çok kızmıştı hiç kimse yaşamıyor mu bu sınıfta!...

-Siz yaşıyor musunuz Bayan Amy ?

-Evet

-Nasıl yaşadığınızı sora bilir miyim ?

-Bende sizin için aynısını soruyorum Bay ....

-Luke, Bayan Amy ve sanırım siz yaşadığınızı nasıl yaşıycağınızı bizim cevaplarımıza göre yönlendiriceksiniz.


-Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz Bay Luke! ve bunu nereden çıkardınız...

-Soru şekliniz çok sıradan sorduğunuz sorulara net cevap bekliyorsunuz ki buda sizin kendinizden emin olmadığınızı gösterir sorunuza cevap vermediğimiz için kızdınız çünkü bizden bunun resmini çizmemizi bekliycektiniz ama aldığınız cevapları kendi vericeğiniz yanıtla birleştiricektiniz ki kendi cevabınızı yaratın.

-Yeterli Bay Luke! Daha fazla kendinizi düşürmeyin...

-İnsan kararları kadar sorumlu , düşündükleri kadar doğru , söyledikleri kadar yalancı ,yaptıkları kadar cürretkârdır Bayan Amy...


-Böyle konuşmaya devam ederseniz dışarı çıkmak zorunda kalırsınız Bay Luke...

-Peki sorunuzun kendinize göre cevabı nedir ?

-Yaşam var oluş ve devamıdır benim için.

-Var oluş(!) gerçekten çok yaratıcısınız peki var olduğunuzu kanıtlayabilir misiniz ?

-Karşındayım ve beni görebiliyorsunuz.

-Görebilmem var olduğunuz anlamına gelmez aklınızı kanıtlayabilir misiniz?

-Aklımı kanıtlamama gerek varmı düşünebilmem aklımın olduğunun kanıtı.

-Ama ben göremiyorum demekki akılsızsınız ve akılsızız.Aklı somutlaştırmanız gerekir ve ya nasıl oluştuğunu aklınız nasıl oluştu ?

-Tanrı

-Tanrı(!) Tanrı olsaydı niye görünmezdi.

-Sen nasıl oluştun Bay Luke ?

-Cevabım sizin ki kadar basit olucak imkanlar.

-İmkanlar(!) nasıl yani ?

-Olasılıklar diyebiliriz Bayan Amy 7.202.951.000 insanda sizin ve benim oluşumum sadece 1/12004918,3 tür.Bu durum da biz 6 kişiden oluşuyoruz yani şöyle 2 anne 2 baba ve biz Bayan Amy.

-Anne babanız nasıl oluştu Bay Luke!

-Tanrı nasıl oluştuysa Bayan Amy!.


Konumuza dönelim bence arkadaşlar konumuz yaşam yaşamı anlatan bir resim bekliyorum sizden.Bayan Amy ben resmimi tamaladım.
-Nasıl ?
-Basit konuşma sırasında yaşamdan bahsettiniz yaşam her zaman var ve etrafmızdakiler yaşamımızın bir parçası değil mi bende tüm sınıfı ve kendimi çizdim.
-Bakabilir miyim ?
-Hoca sizsiniz Bayan Amy.
-Gevezelik etmeye gerek yok resmini göster Bay Luke.
-Tabiki
-Nasıl ? şuanı nasıl tamamen resmedebilirsin !? ve sen kendimide çizdim demiştin nerdesiniz Bay Luke ?
-Dediğim gibi herkes aynı bakış açınıza göre değişir nerde olduğum Bayan Amy...

Bölüm 4- İlk Hamle



Sonunda okuldan çıkabilmiştim eve doğru giderken tam okulun sokağının köşesindeki durak Tyler arabasıyla önüme aniden geçti normalde olsa tepki verebilirdim ama beklediğim bir şeydi nedenini bilmiyorum.
-Heyy Takım Üyesi biraz gezinelim ?
-Şimdi olmaz Tyler
-Hadi ama! Biraz gezinelim.
-Nabıcaz ?
-Çalışalım
-Bana uyar.
Okula geri döndük baseball sahasına sanki bende baya bi değişiklik vardı refleks konusunda spor yaparım ama hep tek yapardım ve hızımın farkında bile değilmişim her attığı topa hiç tereddütsüz karşılık vere biliyordum ve 6 topta 2 tur vuruşu yaptım.Bu kadar çalışma yeter artık eve gitmem lazım ilk gün için ilk defa bir dostum oldu ve ilk defa bu saate kadar dışarıda durdum Tyler o yüzden beni eve bırakabilirsen çok iyi olur.Eski model siyah arasına bindik Tyler 'ın ve Tyler'ın yavaş anlayışı gerçekten farklı ibre nerdeyse 140 a dayanmıştı ve eve 4 dakikada geldik.Tam kapının yanından kargoda çalışan elemanlara benzeyen iki kişi baya büyük bir çuvalla bir şey taşıyorlardı normal çuval ebatlarının yaklaşık 2 katı büyüklüğündeydi şapkasının altında biriyle göz göze geldik korkmuştum bir an için gözlerinin içinde öfke doluydu ve sırıttı hızla eve doğru çıktım baya korkmuştum sanırım.Ellerim titriyordu evin kapısındayken anahtarları zor tutyorum ama sonunda kapıyı açmayı başarmıştım ışıklar kapalıydı ocağın altı yanıyordu daha eve girdiğim gibi fark etmiştim bunu yanık yemek kokuyordu içerisi.Koşarak mutfağa girdim ve ocağın altını kapadım annem nerdeydi bu saatte annem dışarıda olamazdı telefonumla aradım ama telefonu evde kalmıştı annem bu kadar dikkatsiz olamaz tüm odaları gezdim.Hiç bir yerde yoktu...İçimde çok kötü bir his vardı hiç bişey bu sefer dikkatimi çekmemişti çok dikkatsizdim.Sabah sölediği hiç bişeyde bir değişiklik yoktu her şey aynı başlamıştı.Nerde olabilir diki fark kargocu tipli adamlar geldi aklıma pis pis sırıttmıştı o çuvalda ne taşıyabilirlerdi olabilir.Koşarak dışarı çıktım sanki herşey üzerime doğru geliyordu ağzıma irenç bir tat geldi kusmuk gibi yere doğru baktım sanki ayaklarım büyüyordu aniden yere düştüm.Gözlerimi açtığımda hastanede gibiydim ama her şey bulanıktı hastane olmaya bilir belki ama bayıldığım yerde olmadığım kesindi.Gözlerim yavaş yavaş düzeliyordu çok fazla aydınlatma ve burnuma gelen temizlik kokuları kesin hastanede olmalıydım her şeyi hatırlasamda hiç birşey olmamış gibi yerimden kalktım eve gittim üzerimi değiştirdim okula çok geç kalmıştım okula ulaştığımda zaten 3.dersin zili çalmıştı Profesör Rice tam yanımdan geçerken biraz yaklaşıp "İlk Hamle" Bay Luke ! Beynimde çınlıyordu İlk Hamle yine o iğrenç kusmuk tadı her şey birleşti oyun başladı ve ilk taşımı kaybettim bile...



Bölüm 5 - Değişen Oyun



Şu an daha tam emin olamasamda bu başlangıç hamlesi tüm olasılıkları değiştirebilir %6,25 hamleden geri kalan sadece olasılıkları tekrar eşitleyebilicek bir hamle yani tek taş ve aynı zamanda şah olmalıydı tehdit blöf ve ya alanı daraltmak.Yapabiliceğim hamleler hakkında bir şey bilmeden her hangi bir teori ortaya koyamasamda biraz inceleme ve gözlem yapmam gerekiyor şuan.İlk önce sanırım derslere girmem lazım "Annem" onuda düşünmeden edemesemde ilk hamle sadece blöf olmalı birini tamamen yok etmeden önce karşındakine verebiliceğin hasarları tekrar edebilicek durumda olmalısın ona bir şey olmadığından emindim.Şuan ki ders biyolojiydi fazla sıkıcı ama insan vücudu hakkında bir çok araştırma yapmıştım aklımda aslında profesör e sunabiliceğim bir teklif vardı ve buda tam profesörün mantığındaydı insan yapısı hakkında bildiğim bir şey de insanların hayalleriydi insanlar hayal görebilmek için uyumaz aslında uykularının nedeni düşünce dalgalarıdır.Elektroensefalografi bu yöntemi ayrıştırmak şuana kadar yapabildiğim mantıksal hareketler içinde Profesör Rice ın ilgisini çekebilirdi daha önce yaptığım araştırmaya göre Profesör beyin dalgaları üzerinde bir çok deneyde başarısızlıktan ibaretti ama benim teoremim sayesinde tüm oyun tek hamleyle bitebilir.Eğer insan uykuyla rüya arasındaysa insanda Delta dalgalarına geçişten önce ki durumda bulunur ve eğer Delta Teta Beta SMR Gamma dalgalarını kontrol edebilirsek işte o zaman "TANRI"yı oluşturabiliriz olaya müdahale edemeyen ama her şeyi gören bir "TANRI".Bu fikir aklıma iyice yattı dersten hızlıca çıktım Bayan Mey arkamdan seslensede derste daha fazla duramazdım Profesör Rice'ın odasına hızlıca ilerlemeye başladım tam odasından çıkıyordu beni gördüğünde yüzünde sinsi bir ifade vardı.Çok aceleci bir tavır aldı aniden kantinin oraya kadar ilerledi yanına gidip kolundan tuttum ve zorla odasına doğru onu ittim sanırım anlamıştı aklımda bir fikir olduğunu.
-Neyiniz var Bay Luke !
-İlginizi çekebilicek bir fikir profesör
-Fikirlerinizi alamam
-Hamle mi yapabiliceğimi düşünüyorum
-Sanırım düştüğünüzü durumu savaş olarak kabul ediyorsunuz Bay Luke ama beni tamamen yanlış anlamışsınız ben oyununuzda sizin ittifağınızım bunu unutmayın annenizde güvende sadece bir günlük konuğumuz oldu ve sanırım çoktan eve ulaşmıştır.Fikirleriniz Bay Luke ne yapmaya çalıştığınızın zaten farkındayım.Projeniz sanırım onu bulduğunuzu sizde fark ettiniz.
-Nasıl ?
-Bay Luke inançsızlık en büyük kaynağınız.
-Benim en büyük kaynağım fikirlerim profesör fikirlerime kurşun işlemez fikirlerimi satmam ama onlarla herşeyi değiştirebilirim.
-Devrim yaratacağınızı mı düşünüyorsunuz(!)? Bunu ilk deneyenin siz olduğunuza emin değilim tek değilsiniz bir sürü bilim adamı bunun peşinde bir çok ülke bu fikir için çalışıyor farkınız ?
-Farkım(!) çok basit profesör ben onlar değilim onların hepsi aynı sabit fikir yaratmak...Ben yaratmıyorum profesör Tanrı yok ve yaratan da olamaz yaratmanın peşinde değil doğumun peşindeyim.
-Bunu yapabiliceğinize emin misiniz.
-Blöf profesör bunun bence sizde farkındasınız ben farklıyım siz gerçekliğe önem verirken ben gerçekliği size sunabilirim gerçeklik olasılığın sadece yarısıdır gerçeklik dışında tek olasılık yapmaktır yapmak ta %0,003 bir olasılıktır en küçük yapının bile parçalanabiliceği gibi ama her değerin bir tamamlayıcısı vardır ben o değerin %99,007 siyim ve evet kendimden fikirlerimden ve yaptığım nerdeyse herşeyden eminim.Sanırım doğrusunu söylediniz profesör fikirlerim satılık değil,şuandan itibaren oyunun hakimi benim.
-Unuttuğunuz ufak bir olasılık daha var.Şuan da oyunun içinde değiliz.
-Hayır profesör tamda şuan oyun tekrar başladı 0 dan tüm ihtimaller göz önünde ve kaybediceğiniz açıkça ortada bunun farkındasınız gözlükleriniz arkasındaki ve yüz ifadenizdeki kırışıklıkların aniden gerilmesinden anlaşılabiliyor bu.Oyunu kazanma ihtimaliniz %0,00015 floş royalle eşdeğer sanırım oyunumuz artık bir rulet olucak poker seversiniz umarım...







İlk 5 bölüm bu kadar yorum ve düşüncelerinizi esirgemeyin lütfen​
 
En son bir moderatör tarafından düzenlenmiş:
Geri
Üst