Yedek Astsubaylık Nedir?

  • Konuyu açan Konuyu açan Stiglitz
  • Açılış Tarihi Açılış Tarihi
  • Yanıt Yanıt 13
  • Gösterim Gösterim 133

Stiglitz

MT Üye
MT Üye
Editör
Mesaj
222
Çözümler
10
Beğeni
170
Puan
754
Ticaret Puanı
0
Sanki sizi hatırlıyorum gibiyim. Şimdiden hayırlı tezkereler dilerim. Dönüşünüzü askerlik anılarınızı yazdığınız bi konu ile öğrenebiliriz umarım 😊

Yukarıdaki @Whistle isteğiyle unutmadım buradayım ^_^ umarım doğru yerdır.

Şimdi, gelelim konuya ne oldu peki?

E-Devlet üzerinden başvururken "Yedek Astsubay olmak istiyor musunuz?" sorusuna evet işaretleyenlerdenim. 6 Temmuzda silah altına alındım, eğitimi Ankara Mamak'ta aldık. Şubat 6 en erken katılım, Şubat 8 en geç katılımdı, tabi bu katılım süresi sizin eğitim birliğinizin nerede olduğuna göre değişir.

Tabiki BEN :poop: varmış gibi Ayın 5'inde gittim geri gönderdiler, sonra ayın 6 sında gittim aldılar beni peki sonuç ne sabah 9 dan akşam 3 e kadar nizamiyede bekledim :D çünkü bizi unuttular orada :D neyse yaklaşık 1.5 km uzaktaydı bizim bölük oraya kadar yürüttüler. Girdik ilk gün sanırım 8 -10 kişiydik. Turist ömer gibiyiz ama kimse bir halt bilmiyor, aldılar bizi bir odaya kaldık. Saat 5'e gelirken yemekhane de yemek olmadığını söylediler. Ahanda aç kaldık dedik, yemekhanedeki ablalar biisküvi, portakal vesaire verdi. Tam oradan koğuşa dönerken bizim bölük komutanı gördü ve dedi ki "Çocuklar yemek yedi mi" (Övmek gibi olmasın, adam yürürken arkasından 2 tır geliyor, testislerinin birini bir tır. Diğerini öbür tır taşıyor.)adını vermek istemiyorum doğru olmaz ama kısaltması O. O. (adı soyadı cidden o harifle başlıyor) Takım komutanı yok komutanım dedi, Bölük komutanı dedi ki "Bulsunlar git onlara söyle bu çocuklar geldiyse yemek yiyecek" ADAAAAAAAAAAAM

Ertesi gün yani ayın 7'sinde bir grup insan ziyarete geldi. 5 kişi, tanımıyoruz tabi kim olduklarını bilgdiğğimiz kadar "Komutanım, Komutanım" diye konuşuyoruz adam TUĞ GENERAL çıktı. Yanında albay, binbaşı, bir astsubay ve uzman çavuş vardı. ve biz bunu bilmiyorduk. Ama çok tatlı insandı hepimizle güzelce konuştu.

Ha buraya kadar gelmişken ufak bir anektot ekleyeyim, Yedek Astsubay/Subay da Eğitim/Acemilik bitene kadar Tuşlu takoz telefon kullanıyor

Tabi pazartesi eğitim başlayacak, ayın 8'inde ama bütün bölüğün ameleliğini ayın 6 ve 7 sinde gelenler yapıyor, yeni gelenlerin formları, sağlık kontrolleri vesaire derken bir dünya trafik var. Biz fe kamuflajları giydik aga aga dolaşıyoruz, kolda rütbe "Yd. Asb. Ad." Bir dünya amelelik yaptık öncesinde. Gıcır gıcır kamuflajları giydik takıılıyoruz. Bu arada sigara yassak, içimizden geçen de o oldu saat 9 dan sonra bina dışına çıkamıyoruz. O da yasak.

Tam olarak bölükçe içtimayı ne zaman aldık hatırlamıyorum ama ilk içtimayı unutamıyorum. Takım komutanları, kıdemliler vesaire herkes hazır. Takım komutanları bir şeyler anlatıyor, biz de dinliyoruz. O sırada bölük komutanı geldi, çömeltti hepimizi (iki sıra halindeyiz) hepimizi iç tarafa döndürdü. Ve konuşmaya başladı;

"Ben Ütğm. O. O. sizin bölük komutanınız. Bir sorununuz sıkıntınız olursa, önce takım komutanlarınıza çözüm bulamazsanız bana geleceksiniz.
(Biraz daha konuşma var burada orayı hatırlayamadım)
Siz hepiniz buraya gönüllü olarak kendi isteğiniz ile geldiniz. (Sesini yükselterek) YANİ GÖNÜLLÜ S****ŞE GELDİNİZ!! UNUTMAYIN BEN TAVŞAN DEĞİLİM."

Ben tavşan değilim kısmını tam olarak anlayamamıştım, ta ki ilk istikameti yiyene kadar :D onu yedikten sonra dedim ki "Heeeeğ, bölük komutanı tavşan değil. Askerlik de buymuş."

İlk 21 günü yürüyüş yaparak geçirdik, uygun adıım ve marş söyleyerek. yemin törenine kadar. Tabi bu sırada benim gözümü korkutuyorlar, ilk katılan avel olduğum için konuşma yapacaksın. Ezberlemen gerek (ki ezberim berbattır) uzun a4 dolusu metin abi ezberlenmez o. Neyse ki benden sonra ilk katılış yapan Yedek Subay'a kaldı içim bir ferahladı. Yemin törenine kadar bağayı çektik, Ankaranın soğuğunu bilenler bilir. Yemin töreni bir bitti, bütün bölük hasta yıkılıyor. Çünkü laftan sözden anlamayan barzolar var hayvan gibi ortaya hapşıran, tıksıran, maskesini takmayan bolca. Sonrasında ben işlere gönüllü olmaya başladım vakit hızlı geçsin bir şeyler yapayım diye. Neredenn bileyim Dağ filmindeki yemekhanne sahnesinin gerçek olduğunu. En son bütün bölük bir şeyleri habire bana soruyordu ve Depo, Çamaşırhane ve aşağı yukarı yapılacak her işe kıdemli olarak gidiyordum. Kantin kafilesine bile kıdemli olarak gidiyordum. Düşünün gerisini.

En gergin olduğum gün ise, Atış günüydü birinin vurulmasından aklım çıkıyordu çünkü hepsi olmasa da bölükteki pek çok silah arkadaşım pek de parlak değillerdi.
Eğitimde komutanlarımız derdi ki "Buradan gidince özleyeceksiniz burayı" evet cidden özledik. Bölük komutanını, takımm komutanlarını, bölük astsubayını, diğer görevlli astsubayları. Yemekhaneden çıkınca yaptığımız çay sigarayı.

Sonrası zaten sıkıcı olmaya başladı. Şu an ise Irak'ta görev yapıyorum Teskereye 5 küsür ay var.

Bana sorarsanız, bedelli yapmayı düşünüyordum ama. iyi ki yapmamışım. Yeni şeyler öğrendim, yeni insanlar tanıdım çok şey kattı. Herkesin gidip görevini yapmasını öneriyorum.

Sorusu olanlar aşağıya yazabilir, müsait oldukça cevaplarım
 
Yazınızı okudum anılarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Hayatta her zaman tercübe edinebiliyoruz ve son cümlenizde bunu gayet iyi açıklamışsınız. Görevinizde başarılar dilerim :)
 
Astsubayım Hoş gelmişssiniz, zevkle okudum her bir kelimenizi.
Rabbim her birinizi sağ salim toprağa geri gelmenizi sağlasın.
 
1 aylık bedellinin 15 gününü Urfalı kardeşlerim yüzünden istikamet yiyerek geçirdik, 1 ayda 12 kilo verdim, hepsi iyi insanlardı fakat düzen malesef yoktu elemanlarda, bilecik 7. bölükten selamlar.

Ayağınıza taş değmesin hocam bizimki 1 aylık bir şeydi. Ordunun o düzenin hakkı ödenmez. Doktorundan piyasedesine herkese selam olsun.
 
Hayırlı teskereler kardeşim. Askeri Okuldan 2. yılında (iyiki) atılmış birisi olarak askerliğe karşı biraz ön yargılıyım. Sen memnunsan ne ala. O zamana kadar ne olur bilmem ama 2 evladım var askere gönderme ve asker olmalarını asla istemem. Askerlik mesleğine çok saygı duyuyorum, kutsallığı tartışılamaz. Asker ve Gazi bir babanın oğlu olarak askeri okulda yaşadıklarımdan sonra düşüncelerim kendi özelimde çok değişti. İTÜ mezunu bir Uçak Teknisyeni olarak çok daha güzel bir hayat yaşıyorum. Askerlerimizin tırnağına taş değmesin. 5 ayında su gibi gelip geçsin.
 
Astsubayım Hoş gelmişssiniz, zevkle okudum her bir kelimenizi.
Rabbim her birinizi sağ salim toprağa geri gelmenizi sağlasın.
Amin, inşallah.
Yazınızı okudum anılarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Hayatta her zaman tercübe edinebiliyoruz ve son cümlenizde bunu gayet iyi açıklamışsınız. Görevinizde başarılar dilerim :)
Çok teşekkür ederim, rica etsem benim hosting yetkilisi rankını tekrar verebilir misin bu hafta sunucular geliyor.
1 aylık bedellinin 15 gününü Urfalı kardeşlerim yüzünden istikamet yiyerek geçirdik, 1 ayda 12 kilo verdim, hepsi iyi insanlardı fakat düzen malesef yoktu elemanlarda, bilecik 7. bölükten selamlar.

Ayağınıza taş değmesin hocam bizimki 1 aylık bir şeydi. Ordunun o düzenin hakkı ödenmez. Doktorundan piyasedesine herkese selam olsun.
Biz muhaberecileri unuttun ama bizanslı mıyız biz :D
Hayırlı teskereler kardeşim. Askeri Okuldan 2. yılında (iyiki) atılmış birisi olarak askerliğe karşı biraz ön yargılıyım. Sen memnunsan ne ala. O zamana kadar ne olur bilmem ama 2 evladım var askere gönderme ve asker olmalarını asla istemem. Askerlik mesleğine çok saygı duyuyorum, kutsallığı tartışılamaz. Asker ve Gazi bir babanın oğlu olarak askeri okulda yaşadıklarımdan sonra düşüncelerim kendi özelimde çok değişti. İTÜ mezunu bir Uçak Teknisyeni olarak çok daha güzel bir hayat yaşıyorum. Askerlerimizin tırnağına taş değmesin. 5 ayında su gibi gelip geçsin.
Amib, Teşekkür ederim. Bitsin diye can atıyorum desem yeridir. İşime gücüme geri dönmek istiyorum
 
1 aylık bedellinin 15 gününü Urfalı kardeşlerim yüzünden istikamet yiyerek geçirdik, 1 ayda 12 kilo verdim, hepsi iyi insanlardı fakat düzen malesef yoktu elemanlarda, bilecik 7. bölükten selamlar.

Ayağınıza taş değmesin hocam bizimki 1 aylık bir şeydi. Ordunun o düzenin hakkı ödenmez. Doktorundan piyasedesine herkese selam olsun.
Bilecik :O Revirden koğuşa gitmek çok uzun sürüyordu :D

Çok teşekkür ederim, rica etsem benim hosting yetkilisi rankını tekrar verebilir misin bu hafta sunucular geliyor.
Şirket adı aynı mı? Eğer domain vs değiştiyse tekrar başvuru yapmalısın
 
Yukarıdaki @Whistle isteğiyle unutmadım buradayım ^_^ umarım doğru yerdır.

Şimdi, gelelim konuya ne oldu peki?

E-Devlet üzerinden başvururken "Yedek Astsubay olmak istiyor musunuz?" sorusuna evet işaretleyenlerdenim. 6 Temmuzda silah altına alındım, eğitimi Ankara Mamak'ta aldık. Şubat 6 en erken katılım, Şubat 8 en geç katılımdı, tabi bu katılım süresi sizin eğitim birliğinizin nerede olduğuna göre değişir.

Tabiki BEN :poop: varmış gibi Ayın 5'inde gittim geri gönderdiler, sonra ayın 6 sında gittim aldılar beni peki sonuç ne sabah 9 dan akşam 3 e kadar nizamiyede bekledim :D çünkü bizi unuttular orada :D neyse yaklaşık 1.5 km uzaktaydı bizim bölük oraya kadar yürüttüler. Girdik ilk gün sanırım 8 -10 kişiydik. Turist ömer gibiyiz ama kimse bir halt bilmiyor, aldılar bizi bir odaya kaldık. Saat 5'e gelirken yemekhane de yemek olmadığını söylediler. Ahanda aç kaldık dedik, yemekhanedeki ablalar biisküvi, portakal vesaire verdi. Tam oradan koğuşa dönerken bizim bölük komutanı gördü ve dedi ki "Çocuklar yemek yedi mi" (Övmek gibi olmasın, adam yürürken arkasından 2 tır geliyor, testislerinin birini bir tır. Diğerini öbür tır taşıyor.)adını vermek istemiyorum doğru olmaz ama kısaltması O. O. (adı soyadı cidden o harifle başlıyor) Takım komutanı yok komutanım dedi, Bölük komutanı dedi ki "Bulsunlar git onlara söyle bu çocuklar geldiyse yemek yiyecek" ADAAAAAAAAAAAM

Ertesi gün yani ayın 7'sinde bir grup insan ziyarete geldi. 5 kişi, tanımıyoruz tabi kim olduklarını bilgdiğğimiz kadar "Komutanım, Komutanım" diye konuşuyoruz adam TUĞ GENERAL çıktı. Yanında albay, binbaşı, bir astsubay ve uzman çavuş vardı. ve biz bunu bilmiyorduk. Ama çok tatlı insandı hepimizle güzelce konuştu.

Ha buraya kadar gelmişken ufak bir anektot ekleyeyim, Yedek Astsubay/Subay da Eğitim/Acemilik bitene kadar Tuşlu takoz telefon kullanıyor

Tabi pazartesi eğitim başlayacak, ayın 8'inde ama bütün bölüğün ameleliğini ayın 6 ve 7 sinde gelenler yapıyor, yeni gelenlerin formları, sağlık kontrolleri vesaire derken bir dünya trafik var. Biz fe kamuflajları giydik aga aga dolaşıyoruz, kolda rütbe "Yd. Asb. Ad." Bir dünya amelelik yaptık öncesinde. Gıcır gıcır kamuflajları giydik takıılıyoruz. Bu arada sigara yassak, içimizden geçen de o oldu saat 9 dan sonra bina dışına çıkamıyoruz. O da yasak.

Tam olarak bölükçe içtimayı ne zaman aldık hatırlamıyorum ama ilk içtimayı unutamıyorum. Takım komutanları, kıdemliler vesaire herkes hazır. Takım komutanları bir şeyler anlatıyor, biz de dinliyoruz. O sırada bölük komutanı geldi, çömeltti hepimizi (iki sıra halindeyiz) hepimizi iç tarafa döndürdü. Ve konuşmaya başladı;

"Ben Ütğm. O. O. sizin bölük komutanınız. Bir sorununuz sıkıntınız olursa, önce takım komutanlarınıza çözüm bulamazsanız bana geleceksiniz.
(Biraz daha konuşma var burada orayı hatırlayamadım)
Siz hepiniz buraya gönüllü olarak kendi isteğiniz ile geldiniz. (Sesini yükselterek) YANİ GÖNÜLLÜ S****ŞE GELDİNİZ!! UNUTMAYIN BEN TAVŞAN DEĞİLİM."

Ben tavşan değilim kısmını tam olarak anlayamamıştım, ta ki ilk istikameti yiyene kadar :D onu yedikten sonra dedim ki "Heeeeğ, bölük komutanı tavşan değil. Askerlik de buymuş."

İlk 21 günü yürüyüş yaparak geçirdik, uygun adıım ve marş söyleyerek. yemin törenine kadar. Tabi bu sırada benim gözümü korkutuyorlar, ilk katılan avel olduğum için konuşma yapacaksın. Ezberlemen gerek (ki ezberim berbattır) uzun a4 dolusu metin abi ezberlenmez o. Neyse ki benden sonra ilk katılış yapan Yedek Subay'a kaldı içim bir ferahladı. Yemin törenine kadar bağayı çektik, Ankaranın soğuğunu bilenler bilir. Yemin töreni bir bitti, bütün bölük hasta yıkılıyor. Çünkü laftan sözden anlamayan barzolar var hayvan gibi ortaya hapşıran, tıksıran, maskesini takmayan bolca. Sonrasında ben işlere gönüllü olmaya başladım vakit hızlı geçsin bir şeyler yapayım diye. Neredenn bileyim Dağ filmindeki yemekhanne sahnesinin gerçek olduğunu. En son bütün bölük bir şeyleri habire bana soruyordu ve Depo, Çamaşırhane ve aşağı yukarı yapılacak her işe kıdemli olarak gidiyordum. Kantin kafilesine bile kıdemli olarak gidiyordum. Düşünün gerisini.

En gergin olduğum gün ise, Atış günüydü birinin vurulmasından aklım çıkıyordu çünkü hepsi olmasa da bölükteki pek çok silah arkadaşım pek de parlak değillerdi.
Eğitimde komutanlarımız derdi ki "Buradan gidince özleyeceksiniz burayı" evet cidden özledik. Bölük komutanını, takımm komutanlarını, bölük astsubayını, diğer görevlli astsubayları. Yemekhaneden çıkınca yaptığımız çay sigarayı.

Sonrası zaten sıkıcı olmaya başladı. Şu an ise Irak'ta görev yapıyorum Teskereye 5 küsür ay var.

Bana sorarsanız, bedelli yapmayı düşünüyordum ama. iyi ki yapmamışım. Yeni şeyler öğrendim, yeni insanlar tanıdım çok şey kattı. Herkesin gidip görevini yapmasını öneriyorum.

Sorusu olanlar aşağıya yazabilir, müsait oldukça cevaplarım

7 sene görev yapmış eski bir uzman çavuş olarak soruyorum. Şuan yedek subay, yedek astsubay olarak nasıl Irak'ta görev yapıyorsun? Sağlıkçı değilsin zaten Türkiye'nin çeşitli birliklerinde komando personeli olarak çalıştım hudut birlikleri hariç hiçbir yedek astsubay veya yedek subay görmedim
 
Yukarıdaki @Whistle isteğiyle unutmadım buradayım ^_^ umarım doğru yerdır.

Şimdi, gelelim konuya ne oldu peki?

E-Devlet üzerinden başvururken "Yedek Astsubay olmak istiyor musunuz?" sorusuna evet işaretleyenlerdenim. 6 Temmuzda silah altına alındım, eğitimi Ankara Mamak'ta aldık. Şubat 6 en erken katılım, Şubat 8 en geç katılımdı, tabi bu katılım süresi sizin eğitim birliğinizin nerede olduğuna göre değişir.

Tabiki BEN :poop: varmış gibi Ayın 5'inde gittim geri gönderdiler, sonra ayın 6 sında gittim aldılar beni peki sonuç ne sabah 9 dan akşam 3 e kadar nizamiyede bekledim :D çünkü bizi unuttular orada :D neyse yaklaşık 1.5 km uzaktaydı bizim bölük oraya kadar yürüttüler. Girdik ilk gün sanırım 8 -10 kişiydik. Turist ömer gibiyiz ama kimse bir halt bilmiyor, aldılar bizi bir odaya kaldık. Saat 5'e gelirken yemekhane de yemek olmadığını söylediler. Ahanda aç kaldık dedik, yemekhanedeki ablalar biisküvi, portakal vesaire verdi. Tam oradan koğuşa dönerken bizim bölük komutanı gördü ve dedi ki "Çocuklar yemek yedi mi" (Övmek gibi olmasın, adam yürürken arkasından 2 tır geliyor, testislerinin birini bir tır. Diğerini öbür tır taşıyor.)adını vermek istemiyorum doğru olmaz ama kısaltması O. O. (adı soyadı cidden o harifle başlıyor) Takım komutanı yok komutanım dedi, Bölük komutanı dedi ki "Bulsunlar git onlara söyle bu çocuklar geldiyse yemek yiyecek" ADAAAAAAAAAAAM

Ertesi gün yani ayın 7'sinde bir grup insan ziyarete geldi. 5 kişi, tanımıyoruz tabi kim olduklarını bilgdiğğimiz kadar "Komutanım, Komutanım" diye konuşuyoruz adam TUĞ GENERAL çıktı. Yanında albay, binbaşı, bir astsubay ve uzman çavuş vardı. ve biz bunu bilmiyorduk. Ama çok tatlı insandı hepimizle güzelce konuştu.

Ha buraya kadar gelmişken ufak bir anektot ekleyeyim, Yedek Astsubay/Subay da Eğitim/Acemilik bitene kadar Tuşlu takoz telefon kullanıyor

Tabi pazartesi eğitim başlayacak, ayın 8'inde ama bütün bölüğün ameleliğini ayın 6 ve 7 sinde gelenler yapıyor, yeni gelenlerin formları, sağlık kontrolleri vesaire derken bir dünya trafik var. Biz fe kamuflajları giydik aga aga dolaşıyoruz, kolda rütbe "Yd. Asb. Ad." Bir dünya amelelik yaptık öncesinde. Gıcır gıcır kamuflajları giydik takıılıyoruz. Bu arada sigara yassak, içimizden geçen de o oldu saat 9 dan sonra bina dışına çıkamıyoruz. O da yasak.

Tam olarak bölükçe içtimayı ne zaman aldık hatırlamıyorum ama ilk içtimayı unutamıyorum. Takım komutanları, kıdemliler vesaire herkes hazır. Takım komutanları bir şeyler anlatıyor, biz de dinliyoruz. O sırada bölük komutanı geldi, çömeltti hepimizi (iki sıra halindeyiz) hepimizi iç tarafa döndürdü. Ve konuşmaya başladı;

"Ben Ütğm. O. O. sizin bölük komutanınız. Bir sorununuz sıkıntınız olursa, önce takım komutanlarınıza çözüm bulamazsanız bana geleceksiniz.
(Biraz daha konuşma var burada orayı hatırlayamadım)
Siz hepiniz buraya gönüllü olarak kendi isteğiniz ile geldiniz. (Sesini yükselterek) YANİ GÖNÜLLÜ S****ŞE GELDİNİZ!! UNUTMAYIN BEN TAVŞAN DEĞİLİM."

Ben tavşan değilim kısmını tam olarak anlayamamıştım, ta ki ilk istikameti yiyene kadar :D onu yedikten sonra dedim ki "Heeeeğ, bölük komutanı tavşan değil. Askerlik de buymuş."

İlk 21 günü yürüyüş yaparak geçirdik, uygun adıım ve marş söyleyerek. yemin törenine kadar. Tabi bu sırada benim gözümü korkutuyorlar, ilk katılan avel olduğum için konuşma yapacaksın. Ezberlemen gerek (ki ezberim berbattır) uzun a4 dolusu metin abi ezberlenmez o. Neyse ki benden sonra ilk katılış yapan Yedek Subay'a kaldı içim bir ferahladı. Yemin törenine kadar bağayı çektik, Ankaranın soğuğunu bilenler bilir. Yemin töreni bir bitti, bütün bölük hasta yıkılıyor. Çünkü laftan sözden anlamayan barzolar var hayvan gibi ortaya hapşıran, tıksıran, maskesini takmayan bolca. Sonrasında ben işlere gönüllü olmaya başladım vakit hızlı geçsin bir şeyler yapayım diye. Neredenn bileyim Dağ filmindeki yemekhanne sahnesinin gerçek olduğunu. En son bütün bölük bir şeyleri habire bana soruyordu ve Depo, Çamaşırhane ve aşağı yukarı yapılacak her işe kıdemli olarak gidiyordum. Kantin kafilesine bile kıdemli olarak gidiyordum. Düşünün gerisini.

En gergin olduğum gün ise, Atış günüydü birinin vurulmasından aklım çıkıyordu çünkü hepsi olmasa da bölükteki pek çok silah arkadaşım pek de parlak değillerdi.
Eğitimde komutanlarımız derdi ki "Buradan gidince özleyeceksiniz burayı" evet cidden özledik. Bölük komutanını, takımm komutanlarını, bölük astsubayını, diğer görevlli astsubayları. Yemekhaneden çıkınca yaptığımız çay sigarayı.

Sonrası zaten sıkıcı olmaya başladı. Şu an ise Irak'ta görev yapıyorum Teskereye 5 küsür ay var.

Bana sorarsanız, bedelli yapmayı düşünüyordum ama. iyi ki yapmamışım. Yeni şeyler öğrendim, yeni insanlar tanıdım çok şey kattı. Herkesin gidip görevini yapmasını öneriyorum.

Sorusu olanlar aşağıya yazabilir, müsait oldukça cevaplarım
8 sene önce sağlık kontrolüne gittim, temiz celp geldi, biz de askere gittik. Uzun boy var, Manisa Kırkağaç komando… “Allah’ım ben nereye düştüm” dedim. Boyum uzun, zayıfım ve üstüne kifoz var; dik duramıyorum. Abi, günde 3 posta dayak yedim. Her içtimada “dik dur” diyorlar, duramıyorum, tokadı yapıştırıyorlar.

Neyse ki bölük astsubayı sağ olsun, yanına aldı beni. “Postamsın” dedi, ben de çok şükür “rahatladık” dedim. Meğer adam eski bordo bereliymiş. “Hadi gidiyoruz spora” diyor, gidiyorsun. Bilmem kaç kilometre koşuyoruz. “Komutanım kesildim” diyorum, “sende iyice bıraktın kendini” diyor. Sonra emir geliyor: “Dik dur!” Duramıyorum. Durumu anlatıyorum, “Niye geldin oğlum askere o zaman?” diye azar işitiyorum.

Bir de üstüne “Vatan, millet, Sakarya… Vatanı sen mi kurtaracaksın?” diyeni mi ararsın, senden küçük uzmanlardan laf işitmeni mi… Sonunda astsubay dayanamadı, hastaneye sevk etti. Oradaki komutan doktor bana “Oğlum seni kim aldı askere bu halde? Askerlik yapamazsın” dedi ve gönderdi.

Ulan, o kadar kaldık, o kadar dayak yedik ama… Güzel günlerdi be.

Allah yardımcın olsun komutanım :)
 
Askerde geçirilen zamanlar herkese farklı farklı şeyler katıp farklı farklı şeyler öğretmiştir.
Askerliğin bana öğrettiği şey ise; en yakın arkadaşına olan güveninin bile arkasından açık bir kapı bırakman ve mesafeni bilmen gerektiği oldu.
Bir uzman çavuşun tabur komutanı tarafından herkesin içinde tekme tokat d*vülmesi ve beraberinde diğer iki uzmanın da olaya karışmasından çıkarılabilecek en büyük ders bu sanırım.

Öte yandan her ne kadar sevip saygı duyduğum bir meslek olsa da yapmayı tercih edeceğim bir meslek değil şahsen.
Allah herkesi iyilerle karşılaştırsın..
 
ekimde manisaya gidiyorum bende 1 aylığına ortamı görünce fikirlerimi paylaşırım
 
Askerde geçirilen zamanlar herkese farklı farklı şeyler katıp farklı farklı şeyler öğretmiştir.
Askerliğin bana öğrettiği şey ise; en yakın arkadaşına olan güveninin bile arkasından açık bir kapı bırakman ve mesafeni bilmen gerektiği oldu.
Bir uzman çavuşun tabur komutanı tarafından herkesin içinde tekme tokat d*vülmesi ve beraberinde diğer iki uzmanın da olaya karışmasından çıkarılabilecek en büyük ders bu sanırım.

Öte yandan her ne kadar sevip saygı duyduğum bir meslek olsa da yapmayı tercih edeceğim bir meslek değil şahsen.
Allah herkesi iyilerle karşılaştırsın..

Şırnak da ismini vermeyeceğim bir komando taburunda görev yaparken. Tabur komutanımız P.Yb. dı albaylığına 9 ay kadar kalmıştı yanlış hatırlamıyorsam yeni mezun harbiyeli teğmen i evire çevire dövmüştü. Akabinde 1 sözleşmeli er'ide sosyal medyada paylaşımlarından ötürü tokatlamıştı. Şahsen kendim nöbetçi uzman çavuşken bölük nöbeti tuttuğumda sabah odasının önünde bile kendisi yokken tüm nöbetçi amir, nöbetçi astsb, nöbetçi uzm. çvslar esas duruşta beklerdik. Habercisine sorardı yapmayan var mı diye. Ama o tabur komutanımız da hakkından da bir tane II. Kademeli Asb. Kd. Bçvş. Geliyordu inatlaşıyor en ufak şeyde napabilirsin ki veririm emeklilik dilekçemi 2 aya emekliyim diyordu çok garip olaylardı içinde olmayan bilemiyor malesef.
 
Geri
Üst