Ne Oldu? (Şiir)

Whistle

Ruhsuz Filozof
Site yetkilisi
Kurucu
Kurumsal Üye
Geliştirici
Yardımsever Üye
Mesaj
11.567
Çözümler
551
Beğeni
12.246
Puan
5.915
Ticaret Puanı
2
Ansızın bir güneş gibi doğdun,
Aldın götürdün içimdeki soğukluğu
Umut ettim, bu rüya hiç bitmesin diye

Ne oldu sana böyle?
Bir günde her şeyi tüketmeyelim derken
Tükettik mi her şeyi?

- Whistle
 
Geceye bir şiir de ben bırakayım. Onur Ünlü'nün en muazzam eserlerinden dir kendisi :) Keyifli okumalar..
alper’den 700 lira borç aldım bugün
israil devleti gömülsün diye karanlıklara!
çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun
başka bir mazluma
bir mazluma
mazlum…
sevgilim
tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum.
oysa ne çok ayet vardı 90’larda…
baktığımız her yerde ayrı bir allah
gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara.
insan olmak bizatihi sansasyoneldir.
diline döktüğüm dilleri hatırlasana…

alper bana 700 lira borç verdi bugün
israil kaç mermi yapabilir bu parayla?
tarık ali’nin muhammed ikbal için söyledikleri doğru mu?
frengiden öldü diyor lahor pavyonlarında.
işte 90’larda böyle şeyler düşündük biz sevgilim
düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz.
şimdi ikbal cennette, tarık ali ingiliz
merminin de biliyorsun, bini bir para
ve diyelim ki humeyni’yi de seviyorum jack daniel’ı da
diyelim ki ev kirasından muaftır bütün şehir
diyelim ki zalimler de centilmen olabilirler…
bana duyduğun sevgiyi azımsasana!
lira bana alper borç bugün verdi 700.
hemen iki paket malbora, biraz mızrak, biraz kuz.
bilhassa ecnebi reyonundan seçtim bunları sevgilim
fosforun pişirdiği çocuklarda bulunsun tuzumuz.
ah evet biliyorum demode lakırdılar bunlar
demode irrasyonalizm, antikapitalizm demode.
dünya kocaman bir köy, en iyi sigara malbora
araplar arkadan vururlar, meşru bir ülke israil.
eğer bir gemi dolusu hayvan
haksız yere böğürüyorsa
ölen her zaman suçludur ne yapabilir ki katil?
biliyorsun zalimin dediği olur ortadoğu’da
dur küfretme. zalimler de allah’a dahil!

söylemiş miydim alper’in bana borç verdiğini?
mızrak aldım, çok arabesk, fazla anakronik.
kuz desen; alnım açık, dolaşmam kuytularda.
belki de lirayı kapar kapmaz 700
yüzümü dönmeliydim olduğu gibi batıya.
bir bakmışım karşıdan tarık ali geliyor
hey bayım; şu var ya; şu koca london bridge…
90’larda espriler hep böyleydi sevgilim
çok açık göstermeci, nobran, edepsiz ve kitsch!
90’larda zalimler biraz racon bilirdi.
karıları çocukları köpekleri olurdu.
yalnız kalan bir zalim allah’ı düşünürdü
dur gevşeme. zulüm, allah’tan hariç!
ah o gemide ben de olsaydım eğer
mızrağı sallardım aştot’a kadar
belki gider çirkin bir faşiste değer
belki de bir masumun tam kafasına.
ama savaş böyleymiş bazen siviller
ölebilirlermiş devlet uğruna.
90’lar bitti artık onlar var ve hey
siz devlete inanan bütün reziller
cehennemde karşıma çıktığınızda
öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza
hayatınız gazze şeridi gibi geçerken gözünüzden
anlayacaksınız allah ne demek
ahlak ne demek
ve rüya…
bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
devletin bekasının da allah belasını versin
malboranın da
 
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.
 
Bir şiir de benden o zaman :)

- Annen var mı senin?

- Var tabii.

- Ne iş yapar?

- Çamaşıra gidiyor.

- Sen ne olacaksın büyüyünce?

- Ben mi? dedi.

Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.

-Ben, dedi, boyacı olacağım.

- Ne boyacısı?

- Kundura boyacısı.

- Neden kundura boyacısı?

- Ya ne olayım?

- Doktor ol, dedim.

- Olmam, dedi.

- Neden ?

- Olmam işte.

- Neden ama?

- Doktoru sevmem ki.

- Olur mu ya? Bak, dedim. Doktor sevilmez olur mu ?

- Tabii sevmem, dedi. Annem hasta oldu. Evimize geldi. Kumbaramızı kırdık. Bütün yirmi beşlikleri ona verdik. Sonra çeyrekler kaldı. Onlarla da reçeteyi yaptırdık. O da zorlan.

- Ama annen iyileşti.

- Annem iyileşti ama paramız gitti. İki gün, yemek yemedim ben.

- Peki, dedim, öğretmen ol.

- Ben mektebe gitmiyorum ki.

- Neden?

- Öğretmen beni dövüyor.

- Neden?

- Yaramazlık ediyorum da ondan.

- Sen de yaramazlık yapma.

- Ben yaramazlık ne demek bilmiyorum ki.

- Öğretmenin yapma dediği şey, dedim.

- Belli olmuyor ki!.. Bir gün arkadaşımın biri “Çamaşırcının piçi” dedi. Ben de döğdüm onu. Öğretmen de beni döğdü. Ondan sonra hep çamaşırcının piçi diye çağırdılar. Hiç kimseyi döğmedim. Yaramazlıkmış diye. Birkaç gün sonra yanımdaki arkadaşın iki kalemi vardı. Birini aldım. Hırsızsın sen diye döğdüler. Benim kalemim yoktu aldım. Sonra o da yaramazlıkmış, hem de çok fena bir şeymiş. Bir daha kimsenin kalemini almam dedim. Defterini aldım. Bu sefer hem döğdüler, hem mektepten koğdular.

- Çok fena yapmışsın.

- Fena yaptım. Ben adam olmak istemiyorum ki.

- Ne olmak istiyorsun ya?

- Boyacı olacağım dedim ya.

~

Sait Faik Abasıyanık - Plajdaki Ayna…
 
Şiirleriniz için teşekkürler. Benim için paylaştığım şiirin bir anlamı vardı. Dışarıdan bakınca bir önemi olmayabilir ama benim için vardı.

Sonra anladım ki durum şu;
 
Geri
Üst