- Mesaj
- 158
- Beğeni
- 147
- Puan
- 741
Conan Exiles...
Bu oyunda güzel denen bir şey yok. Bu adada, bu yaşamda pembe bir hikaye yok. Sadece hayatta kalmaya çalışan bir adam ve onun öyküsü var. Elinden her şeyi alınmış, ölüme terk edilmiş bir adam. Bir kez daha yaşama hakkı sunuluyor sana. Yaşayacaksın, öldüreceksin, hayatta kalmak için her şeyi yapacaksın.
Dipnot: Aldığım ekran görüntülerinde kanlı resimler bulunmakta. Her ne kadar oyun dahi olsa etkilenme gibi bir durumunuz olacaksa spoiler içine alacağım resimlere bakmadan geçebilirsiniz. Bu arada dediğim gibi, bu oyunda pembe bir hikaye yok. Her şey oldukça barbari ve vahşi tasarlanmış.
İşte oyunumuzun muhteşem açılışı ve bizi kurtaran Barbar Conan. Çölün ortasında ölüme terk edilmiş bir adam olarak sinematikle karşılaşıyoruz oyunda. Sinematiği kesinlikle geçmeden izlemenizi tavsiye ederim, Barbar Conan'ın konuşması gerçekten can alıcı. Conan, bizi kurtardıktan sonra bizden yaşamamızı istiyor. Sevmemizi, katletmemizi, hayatta kalmamızı istiyor. Tekrardan görüşeceğimizi söyledikten sonra gidiyor ve bizi bu çölde bırakıyor son bir yaşama şansıyla. Sinematik boyunca bize "Ölü Adam" diyerek sesleniyor. Bileğimizdeki bileklik sebebiyle biz aslında ölü bir adamız. Zaten oyunda karakterinizi öldürmek isterseniz ESC'ye bastığınızda Remove Bracelet (Bileziği çıkar) yazısıyla karşılaşabilirsiniz.
Karakter yaratma ekranı bu şekilde. Buradan ırkımız olsun, dinimiz olsun, saç, sakal şekilleri, ses seçeneği gibi seçeneklerle karşılaşabiliyoruz. Oyunda aynı zamanda ekstra olarak konulmuş olan bir çıplaklık seçeneği var. Hiç olmayacak şekilde, yarım olacak şekilde veya tam bir çıplaklık seçeneği seçenerek oyuna devam edebilirsiniz. Benim kendi görüşümce karakter yaratma ekranı gayet düzenli ve yeterli olmuş. Ne çok aşırı detaya inilmiş (yüz seçenekleri hariç) ne de yüzeysel bırakılmış. İstediğiniz gibi bir karakteri her türlü yaratma imkanına sahipsiniz.
Eveeeet. Barbar Conan bizi kurtardıktan sonra bu topraklara iniş yapıyoruz. Başladığımız alan bu şekilde, bize neler yapabileceğimizi öğretmek amacıyla bir Journey kısmı konulmuş. Burada yazanları deneyip, keşfedebilirsiniz. Oyuna giriş yaptıktan sonra genel amacımız yerden eşyalar toplamak, bu eşyalar ile crafting yapmak ve güçlenmek. Oyunda bir süre sonra baştaki eşyaların işe yaramama gibi bir durumu olmaması hoşuma gitti. Eğer cümlem açık olmadıysa şu şekilde toparlayayım; bazı oyunlarda crafting sistemi ilerledikçe yüksek seviye eşya ister ve düşük seviye eşyaların bir önemi kalmaz. Ancak bu oyunda çimen toplamak bile yüksek seviye eşya için gerekli oluyor. Çimen ile Twine üretiyoruz, Twine'lar ile yüksek seviye eşya gibi. Bu kısım benden bir artı puan kazanmış durumda.
Bu resimde göreceğiniz üzere arayüzde Inventory kısmını görüyoruz. Karmaşık olmayan ve göze hitap eden bir yapıya sahip. Sağ tarafta Crafting kısmı bulunmakta. Eğer bir masa koymadan bir şeyler yapabileceksek sağ taraftan seçebiliyoruz hızlıca. Tek sevmediğim kısım, örneğin 1 numarada duran Böcek isimli eşya bittiği zaman, simgesi orada boş bir şekilde kalıyor. Kısacası siz kaldırıp atmadıkça yeri doldurulmuyor.
Burası, yetenekler kısmı diyebiliriz. Seviye atladıkça belirli puanlar karşılığında yeteneklerimizi dağıtıyoruz. Her yeteneğin farklı bir işlevi bulunmakta. Nasıl oynamak istediğinize, nasıl bir karakter ilerletmek istediğinize göre dağıtabilirsiniz puanları. Örneğin ben sürekli crafting yapmayı sevdiğimden ve çok fazla Stone, Ironstone gibi eşyalar taşıdığımdan Encumbrance (Ağırlığı arttırıyor) yeteneğine artı puan verdim. Aynı zamanda Agility ve Strength yeteneklerine de artı puanlar dağıttım.
Oyunun bu kısmında, seviye atladıkça puan vererek crafting eşyaları üretiyoruz. Örneğin, Iron Tools isimli bir Craftinge artı puan verdiğimizde karakterimiz artık Iron Pickaxe (Demir kazma) gibi eşyalar üretebiliyor. Puan vermediğimiz takdirde maalesef karakterimiz böyle bir yeteneği öğrenmediği için yapamıyor. İleri seviye crafting eşyaları yüksek puanlar istemeye başlıyor.
Oyunda susuzluk, açlık, ağırlık ve sıcaklık göstergeleri bulunmakta. Kırmızı olan can barımız, sarı olansa enerji (Stamina) barımız. Çok fazla susuz kalamayız, aç kalamayız. Aynı zamanda durmadan hızlı koşarsak enerjimiz biter. Her ne kadar rol yapma oyunu olsa da bu sistemlerin eklenmesi güzel olmuş. Bilirsiniz bazı rol yapma oyunlarında, özellikle Conan tarzı oyunlarda susuzluk ve açlık bulunmaz. Ancak bu canavarları kesmeyi daha anlamlı kıldı benim gözümde. Not olarak belirteyim, bir canavardan et aldıktan sonra onun belirli bir süresi var. O süreyi geçirirseniz et çürüyor.
Bu görselde gördüğünüz üzere Crafting ile birlikte üzerime zırh yaptım. Arkadaşım da bu sırada bana eşlik etmeye başladı ve birlikte oyuna girdik. Yani yanımdaki kişi bir npc değil. Npc'leri size bir sonraki görsellerde göstereceğim. Onlar çok daha felaket.
Oyunda bize düşman olan bir sürü şey var. Aslında herkes bize düşman diyebilirim. Bu da onlardan bir tanesi. Tam adlarını bilmesem dahi ben onlara kaplumbağa diyorum. Bu kaplumbağaları öldürerek etlerini alabilir, derilerini veya kemiklerini alabiliriz. Gördüğünüz gibi 5 numaralı slotumda çiğ et var (aman ısıtmadan yemeyin karakter zehirleniyor) 6 numaralı slotta ise kaplumbağadan çaldığım yumurtalar. Evet, yumurtalarını çalarken beni kovalamaya başladı ve suya girerek kurtulabildim. Suya giremiyorlar.
Kaplumbağaları öldürdükten sonra elimize balta alıp cesetlerine vurmaya başlıyoruz. Sonrasında bize et, kemik gibi eşyalar düşürüyor. Bu şekilde gelişimimizi sağlamaya çalışıyoruz.
Oyun içerisinde kendinize ev yapabilirsiniz. Burada bende ev yapmaya başlamıştım. Evin temellerini atarken çektiğim bir görüntü. Henüz zemini hazırlıyorum.
Oyun içerisinde bazı eşyalar için (örneğin demir eritmek) Bark isimli bir materyale ihtiyacınız var. Buradan rehber niteliğinde olsun, ağaçlara kazma ile vurarak Bark üretebilirsiniz.
Şu iki arkadaşı gördünüz mü? İşte bunlar NPC arkadaşlar. Bunların yanına kamp kurdukları yere gittiğiniz anda sorgusuz sualsiz size bir anda saldırmaya başlıyorlar. Ya sizde saldıracaksınız ya da benim gibi gücünüz henüz yoksa suya kaçacaksınız. Kaplumbağalar gibi onlar da suya giremiyorlar.
Bu resim Bark örneği için çektiğim bir resim. Bark ve Ironstone adlı materyalı fırına koyduktan sonra eriterek Iron Bar elde ediyoruz. Iron Barlar ile demir silahlar, zırhlar üretmeye başlayabiliriz.
Oyunun combat sistemi Dark Souls'a benziyor kanımca. Bence gayet güzel hazırlanmış, ancak şöyle sıkıntılar var. Ben çift elli kılıçlar ve baltalar ile oynamayı seviyorum. Iron Waraxe yarattığımda, dört veya beş kez saldırı yaptığımda bir anda enerjim tükeniyor. Hızlıca bitmeye başlıyor yani. Bu konuda belki benim bilmediğim bir gelişme kısmı var, ancak şimdilik pek bilmiyorum. Tek elli kılıçlar daha az enerji harcıyor.
Bu NPC'lerin altında bir yazı var. Fighter. Aynı zamanda Fighter 3 yazısını da görüyorsunuz. Bunun anlamı, bu adamı köle olarak aldığınızda (oyunda direk Thrall olarak geçiyor bu sistem, Türkçesi köle demekmiş. Size başta dediğim gibi, bu oyunda pembe bir hikaye yok. Bazı olaylar sert bir şekilde önümüze sunuluyor. İnsanları köle almak gibi) Fighter olarak görev alacak demek. Örneğin bunun gibi Cook (aşçı), Armorer (zırhçı) gibi özellikler de var.
Şimdi bu fotoğrafı neden attım açıklayayım. Biz oyunu zor modda oynuyoruz (Barbaric diye geçiyor). Yukarda gördüğünüz gibi eşyalarımız bir üst seviyeye geçmişti, ancak öldük. Öldüğümüzde üssümüzde bütün eşyalarımız düşmüş bir şekilde uyanıyoruz. Eşyalarımıza kavuşmanın tek bir yolu var. Gidip ölü bedenimizden eşyalarımızı geri toplamak. Kolay modda oynuyorsanız eşyalarınızla birlikte doğuyorsunuz ancak orta ve zor modda bizim gibi üstünüzde hiçbir şey kalmamış bir şekilde uyanıyorsunuz.
Önümüzde gördüğünüz şeyin adı "Lesser Wheel of Pain" (Daha az acı çarkı. İsme bak. Oyun harbiden vahşi bir oyun). Bu eşya ile kölelerimizi çalıştırdıktan sonra bizim için çalışmalarını sağlayabiliyoruz. 7. Slotta gördüğünüz sopa ile insanlara saldırıp bayıltıyor, ardından 8. Slotta gördüğünüz eşya ile onları bağlayıp buraya getiriyoruz.
Örnek yakalanmış bir insan. Fighter özelliğinde.
Konu bir alt yorumda devam edecek, 30 resim koyabildiğim için.
Bu oyunda güzel denen bir şey yok. Bu adada, bu yaşamda pembe bir hikaye yok. Sadece hayatta kalmaya çalışan bir adam ve onun öyküsü var. Elinden her şeyi alınmış, ölüme terk edilmiş bir adam. Bir kez daha yaşama hakkı sunuluyor sana. Yaşayacaksın, öldüreceksin, hayatta kalmak için her şeyi yapacaksın.
Dipnot: Aldığım ekran görüntülerinde kanlı resimler bulunmakta. Her ne kadar oyun dahi olsa etkilenme gibi bir durumunuz olacaksa spoiler içine alacağım resimlere bakmadan geçebilirsiniz. Bu arada dediğim gibi, bu oyunda pembe bir hikaye yok. Her şey oldukça barbari ve vahşi tasarlanmış.
İşte oyunumuzun muhteşem açılışı ve bizi kurtaran Barbar Conan. Çölün ortasında ölüme terk edilmiş bir adam olarak sinematikle karşılaşıyoruz oyunda. Sinematiği kesinlikle geçmeden izlemenizi tavsiye ederim, Barbar Conan'ın konuşması gerçekten can alıcı. Conan, bizi kurtardıktan sonra bizden yaşamamızı istiyor. Sevmemizi, katletmemizi, hayatta kalmamızı istiyor. Tekrardan görüşeceğimizi söyledikten sonra gidiyor ve bizi bu çölde bırakıyor son bir yaşama şansıyla. Sinematik boyunca bize "Ölü Adam" diyerek sesleniyor. Bileğimizdeki bileklik sebebiyle biz aslında ölü bir adamız. Zaten oyunda karakterinizi öldürmek isterseniz ESC'ye bastığınızda Remove Bracelet (Bileziği çıkar) yazısıyla karşılaşabilirsiniz.
Karakter yaratma ekranı bu şekilde. Buradan ırkımız olsun, dinimiz olsun, saç, sakal şekilleri, ses seçeneği gibi seçeneklerle karşılaşabiliyoruz. Oyunda aynı zamanda ekstra olarak konulmuş olan bir çıplaklık seçeneği var. Hiç olmayacak şekilde, yarım olacak şekilde veya tam bir çıplaklık seçeneği seçenerek oyuna devam edebilirsiniz. Benim kendi görüşümce karakter yaratma ekranı gayet düzenli ve yeterli olmuş. Ne çok aşırı detaya inilmiş (yüz seçenekleri hariç) ne de yüzeysel bırakılmış. İstediğiniz gibi bir karakteri her türlü yaratma imkanına sahipsiniz.
Eveeeet. Barbar Conan bizi kurtardıktan sonra bu topraklara iniş yapıyoruz. Başladığımız alan bu şekilde, bize neler yapabileceğimizi öğretmek amacıyla bir Journey kısmı konulmuş. Burada yazanları deneyip, keşfedebilirsiniz. Oyuna giriş yaptıktan sonra genel amacımız yerden eşyalar toplamak, bu eşyalar ile crafting yapmak ve güçlenmek. Oyunda bir süre sonra baştaki eşyaların işe yaramama gibi bir durumu olmaması hoşuma gitti. Eğer cümlem açık olmadıysa şu şekilde toparlayayım; bazı oyunlarda crafting sistemi ilerledikçe yüksek seviye eşya ister ve düşük seviye eşyaların bir önemi kalmaz. Ancak bu oyunda çimen toplamak bile yüksek seviye eşya için gerekli oluyor. Çimen ile Twine üretiyoruz, Twine'lar ile yüksek seviye eşya gibi. Bu kısım benden bir artı puan kazanmış durumda.
Bu resimde göreceğiniz üzere arayüzde Inventory kısmını görüyoruz. Karmaşık olmayan ve göze hitap eden bir yapıya sahip. Sağ tarafta Crafting kısmı bulunmakta. Eğer bir masa koymadan bir şeyler yapabileceksek sağ taraftan seçebiliyoruz hızlıca. Tek sevmediğim kısım, örneğin 1 numarada duran Böcek isimli eşya bittiği zaman, simgesi orada boş bir şekilde kalıyor. Kısacası siz kaldırıp atmadıkça yeri doldurulmuyor.
Burası, yetenekler kısmı diyebiliriz. Seviye atladıkça belirli puanlar karşılığında yeteneklerimizi dağıtıyoruz. Her yeteneğin farklı bir işlevi bulunmakta. Nasıl oynamak istediğinize, nasıl bir karakter ilerletmek istediğinize göre dağıtabilirsiniz puanları. Örneğin ben sürekli crafting yapmayı sevdiğimden ve çok fazla Stone, Ironstone gibi eşyalar taşıdığımdan Encumbrance (Ağırlığı arttırıyor) yeteneğine artı puan verdim. Aynı zamanda Agility ve Strength yeteneklerine de artı puanlar dağıttım.
Oyunun bu kısmında, seviye atladıkça puan vererek crafting eşyaları üretiyoruz. Örneğin, Iron Tools isimli bir Craftinge artı puan verdiğimizde karakterimiz artık Iron Pickaxe (Demir kazma) gibi eşyalar üretebiliyor. Puan vermediğimiz takdirde maalesef karakterimiz böyle bir yeteneği öğrenmediği için yapamıyor. İleri seviye crafting eşyaları yüksek puanlar istemeye başlıyor.
Oyunda susuzluk, açlık, ağırlık ve sıcaklık göstergeleri bulunmakta. Kırmızı olan can barımız, sarı olansa enerji (Stamina) barımız. Çok fazla susuz kalamayız, aç kalamayız. Aynı zamanda durmadan hızlı koşarsak enerjimiz biter. Her ne kadar rol yapma oyunu olsa da bu sistemlerin eklenmesi güzel olmuş. Bilirsiniz bazı rol yapma oyunlarında, özellikle Conan tarzı oyunlarda susuzluk ve açlık bulunmaz. Ancak bu canavarları kesmeyi daha anlamlı kıldı benim gözümde. Not olarak belirteyim, bir canavardan et aldıktan sonra onun belirli bir süresi var. O süreyi geçirirseniz et çürüyor.
Bu görselde gördüğünüz üzere Crafting ile birlikte üzerime zırh yaptım. Arkadaşım da bu sırada bana eşlik etmeye başladı ve birlikte oyuna girdik. Yani yanımdaki kişi bir npc değil. Npc'leri size bir sonraki görsellerde göstereceğim. Onlar çok daha felaket.
Oyunda bize düşman olan bir sürü şey var. Aslında herkes bize düşman diyebilirim. Bu da onlardan bir tanesi. Tam adlarını bilmesem dahi ben onlara kaplumbağa diyorum. Bu kaplumbağaları öldürerek etlerini alabilir, derilerini veya kemiklerini alabiliriz. Gördüğünüz gibi 5 numaralı slotumda çiğ et var (aman ısıtmadan yemeyin karakter zehirleniyor) 6 numaralı slotta ise kaplumbağadan çaldığım yumurtalar. Evet, yumurtalarını çalarken beni kovalamaya başladı ve suya girerek kurtulabildim. Suya giremiyorlar.
Kaplumbağaları öldürdükten sonra elimize balta alıp cesetlerine vurmaya başlıyoruz. Sonrasında bize et, kemik gibi eşyalar düşürüyor. Bu şekilde gelişimimizi sağlamaya çalışıyoruz.
Oyun içerisinde kendinize ev yapabilirsiniz. Burada bende ev yapmaya başlamıştım. Evin temellerini atarken çektiğim bir görüntü. Henüz zemini hazırlıyorum.
Oyun içerisinde bazı eşyalar için (örneğin demir eritmek) Bark isimli bir materyale ihtiyacınız var. Buradan rehber niteliğinde olsun, ağaçlara kazma ile vurarak Bark üretebilirsiniz.
Şu iki arkadaşı gördünüz mü? İşte bunlar NPC arkadaşlar. Bunların yanına kamp kurdukları yere gittiğiniz anda sorgusuz sualsiz size bir anda saldırmaya başlıyorlar. Ya sizde saldıracaksınız ya da benim gibi gücünüz henüz yoksa suya kaçacaksınız. Kaplumbağalar gibi onlar da suya giremiyorlar.
Bu resim Bark örneği için çektiğim bir resim. Bark ve Ironstone adlı materyalı fırına koyduktan sonra eriterek Iron Bar elde ediyoruz. Iron Barlar ile demir silahlar, zırhlar üretmeye başlayabiliriz.
Oyunun combat sistemi Dark Souls'a benziyor kanımca. Bence gayet güzel hazırlanmış, ancak şöyle sıkıntılar var. Ben çift elli kılıçlar ve baltalar ile oynamayı seviyorum. Iron Waraxe yarattığımda, dört veya beş kez saldırı yaptığımda bir anda enerjim tükeniyor. Hızlıca bitmeye başlıyor yani. Bu konuda belki benim bilmediğim bir gelişme kısmı var, ancak şimdilik pek bilmiyorum. Tek elli kılıçlar daha az enerji harcıyor.
Bu NPC'lerin altında bir yazı var. Fighter. Aynı zamanda Fighter 3 yazısını da görüyorsunuz. Bunun anlamı, bu adamı köle olarak aldığınızda (oyunda direk Thrall olarak geçiyor bu sistem, Türkçesi köle demekmiş. Size başta dediğim gibi, bu oyunda pembe bir hikaye yok. Bazı olaylar sert bir şekilde önümüze sunuluyor. İnsanları köle almak gibi) Fighter olarak görev alacak demek. Örneğin bunun gibi Cook (aşçı), Armorer (zırhçı) gibi özellikler de var.
Şimdi bu fotoğrafı neden attım açıklayayım. Biz oyunu zor modda oynuyoruz (Barbaric diye geçiyor). Yukarda gördüğünüz gibi eşyalarımız bir üst seviyeye geçmişti, ancak öldük. Öldüğümüzde üssümüzde bütün eşyalarımız düşmüş bir şekilde uyanıyoruz. Eşyalarımıza kavuşmanın tek bir yolu var. Gidip ölü bedenimizden eşyalarımızı geri toplamak. Kolay modda oynuyorsanız eşyalarınızla birlikte doğuyorsunuz ancak orta ve zor modda bizim gibi üstünüzde hiçbir şey kalmamış bir şekilde uyanıyorsunuz.
Önümüzde gördüğünüz şeyin adı "Lesser Wheel of Pain" (Daha az acı çarkı. İsme bak. Oyun harbiden vahşi bir oyun). Bu eşya ile kölelerimizi çalıştırdıktan sonra bizim için çalışmalarını sağlayabiliyoruz. 7. Slotta gördüğünüz sopa ile insanlara saldırıp bayıltıyor, ardından 8. Slotta gördüğünüz eşya ile onları bağlayıp buraya getiriyoruz.
Örnek yakalanmış bir insan. Fighter özelliğinde.
Konu bir alt yorumda devam edecek, 30 resim koyabildiğim için.
Son düzenleme: