Düşünsenize Ne Ugruna Ölmek İstersiniz ?

Kyknos

Mutsuz
Emekli Üye
Editör
Mesaj
819
Beğeni
657
Puan
821
Bu soruya "yatakta, acı çekerek ölmeyeyim de" diyenler çoğunluktadır, sayı olarak onları "uykuda öleyim" diyenler izliyordur bence. Peki başka şekillerde ölmek isteyenler yok mu? Örneğin bir arkadaşımın ölüm üzerine şöyle bir kurgusu var: "Kumsalda olmalıyım. Üzerimde de çok ince, hatta tülden bir elbise olmalı. Adım adım denize doğru yürümeliyim. Sular bileklerimden diz kapağıma yükselmeli, sonra baldırlarımda, kalçalarımda hissetmeliyim, böylece suyun seviyesi de yavaş yavaş yükselir. Derken sırtım, göğüslerim, omuzlarım... Ama durmamalıyım. Boynumdaki suyun soğukluğu beni etkilememeli. Hatta yavaş yavaş ağzıma dolarken denizin o tuzlu suyu, son bir kez burnumdan nefes almalıyım. Bu arada saçlarım denizle birlikte dalgalanmaya başlamalı. Artık burnum da sular altında kalmalı, derken gözlerim (ama kapanmadan) ve sonunda tamamen dalgaların altında yürümeliyim. Suyun kaldırma kuvveti, vücudumda pek oksijen kalmadığı için beni etkilemeyecektir ve ben ciğerlerimdeki son havayı harcayana kadar durmadan, aynı tempoyla yürümeliyim. Ağzım ve burnumdan çıkan son kabarcıkları ve kaldıysa deniz derinliklerinin güzelliklerini algılamalıyım. Bari gördüğüm son şeyler güzel olsun. Eh! bir yerde canım tükenecek elbette. O an sanki yolda tökezlemişim gibi düşmeliyim Belki mercanların belki de yosunların arasına yumuşak bir iniş yaparım. Son isteğim; bu düşüş sırt üstü olsun ve yine gözlerim açık kalsın ki böylece cenazeme gelenleri görebileyim. Pek cinslerini bilmesem de bu balıkları merhabalamalı ve öldüğümde de dalgaları hissetmeliyim. Hatta üzerimdeki o tülden elbise de beni yavaş yavaş terk etmeli. Bir ben kalmalıyım.. Belki yosunlar, mercanlar sarar bedenimi..."

Ne kadar çılgın bir ölüm şekli, çılgın olduğu kadar da imkansız. Kişi intihara ne kadar kararlı olursa olsun, bu şekildekini beceremez. Ama kurgunun güzelliği de su götürmez...

Pekala giyotinde ölmek isteyen var mıdır acaba? Hani XVI. yüzyılda Güney Fransa ve İtalya'da işkence aracı olarak kullanılan giyotinle ölmek! Bırrr... Ne kadar soğuk bir ölüm. Ya çarmıha gerilmek? Sanırım çarmıh da giyotinden geri kalmıyor *********likte. Çarmıhın aslı özellikle kiliselerde görüldüğü gibi (yani alt çubuğu uzun bir artı şeklinde) değil, 'T' şeklindedir. Gerçek çarmıhlar oldukça küçük, hatta hemen hemen bir insan boyundadır. Çarmıh yerdeyken, kurban bunun üzerine yatırılarak eller bileklerden çivilenir. Çünkü bileklerdeki kemikler; kurbanın, kolunu çivilerden kurtarmasını imkansızlaştırır. Daha sonra bacaklar hafifçe bükülerek ayaklar bir tarafa bakacak duruma getirilir ve kurban bileklerden asılı şekilde bırakılır.

Bu durumda ölüm nedeninin ne olabileceğini hiç düşündünüz mü? Genelde on dakika içerisinde gerçekleşen ölümler ender olarak kan kaybı, kalp krizi, şok veya su kaybı yüzünden gerçekleşir. Bu tip ölümlerin gerçekleşmesi için kurbanın kendini ayakları ile yukarı itmesi ya da elleri ile çekmesi gerekir. Ama bu da ona müthiş bir acı verir. Öyleyse ölümün asıl nedeni nedir? İnanması zor ama, bunun için çok araştırma yapılmış. Çarmıha gerilmeye tanık olanların izlenimleri bile dinlenmiş. Sonunda ölüm nedeninin ciğerlerin aşırı genişlemesi ile nefes almanın zorlaşması olduğu anlaşılmış. Yani solunumun durması ile ölüm gerçekleşiyor. Antik çağlarda bu işin uzmanları (!) kurbanların feci şekillerde ölmelerine neden olacak düzenlemeler de yaparlarmış...

Bunca detaylı anlatımdan sonra tekrar soruyorum: "Çarmıha gerilerek ölmeyi ister misiniz?" "Kim ister ki?" derseniz çok yanılmış olursunuz. Çünkü gerçek üstücülüğün öncülerinden, Fransız şair - yazar Max Jacob bu şekilde ölmek istiyor. 1876'da doğan Max Jacob 1944'te Almanlar tarafından tutuklandı ve götürüldüğü Drancy Kampı'nda öldü. Her ne kadar çarmıhta ölmek istediyse bile, biraz yakın bir şekilde olur ölümü. Çarmıhtaki ölüm nedeninin ciğerlerin aşırı genişlemesi olduğunu söylemiştik. Max Jacob ise akciğer kanamasından ölmüştür.

Max Jacob'un çarmıhta ölmek istediğini N. İlhan Berk'in çevirdiği Camichi şiirinden öğreniyoruz.

Giyotinle ölüm cezası bugün

Krallar hariç istenmiyor.

Bu satırları yazan sana

Ölümüm çarmıhta olsun diyor.

Max Jacob'tan sonra biraz düşünmek gerekiyor: "Şairler nasıl ölmek isterler?" diye...

Sabahattin Ali geliyor ilk olarak aklımıza. İstek şiirinde;

Görünmez kollar boynumda,

Yarin hayali koynumda,

Sıcak bir kurşun beynimde,

Bir ağaç dibinde yatsam...

Sabahattin Ali; 2 Nisan 1948'de Üsküp merası mevkiinde bir ağaç dibinde oturmuş, kitap okuyarak dinlenirken, Ali Ertekin tarafından öldürülmüştür. Daha doğrusu Ali Ertekin suçu üstlenmiştir ama, bu konuda şüpheler vardır. Nasıl olursa olsun, Sabahattin Ali ölmüş ve "benim meskenim dağlardır" dizesiyle İstek şiirindeki 'kehanetleri' gerçekleşmiştir.

Mehmet Ali Sel imzalı İntihar şiirinde de Orhan Veli, ölüm şekli üzerine şunları söylüyor;

Kimse duymadan ölmeliyim

ağzımın kenarında

bir parça kan bulunmalı.

Beni tanımayanlar

"Mutlak birini seviyordu" demeliler.

Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli,

Çok sefalet çekti..."

Fakat hakiki sebep

Bunlardan hiçbiri olmamalı.

Orhan Veli bu şiirinde neden intihar etmek istediğini açıklamasa da 14 sene sonra, Nisan 1951'de yayımlanan Yaşamak-II şiirinde

Kolay değil bu dünyadan ayrılmak

diyerek yaşama bağlılığını dile getirmiştir.

Montaigne "ölümden niye korkayım ki, ben varken o yok, o olduğunda da ben olmayacağım" diyor. Nazım Hikmet de 15 Ağustos 1959 tarihli isimsiz bir şiirinde bunu onaylarcasına ölümden korkmadığını söyleyerek ekliyor:

Ölmek arıma gidiyor

onuruma yediremiyorum ölmeği

Yine de Lidi Vana şiirinde neler yüzünden ölebileceğini de yazıyor:

Bırakın doktor,

Yürek bu

bakın nasıl çarpıyor

Çatlıyacaksa öfkeden

kederden

sevinçten

Varsın çatlasın.

Jacques Prevert de Çeşitli şiirinde ölüm nedeni ile zamanını tahmin ediyor:

Eşek, kral ve ben

Sabaha sağ çıkmayacağız.

Eşek açlıktan

Kral iç sıkıntısından

Bense aşk ateşinden

Aylardan Mayıs.

Mayıs ayında doğan, ismi lazım değil genç şairlerimizden biri de (ki şansa bakın bu yazıyı hazırlayan da o) mayıs ayında ölmeyi istiyor:

Çılgınlıksa eğer

ölmeyi istemek,

doğum günlerimde

çılgınım işte...

Herkes ölümden bahseder ama, sadece şair inceliğindeki insanlar ölümü için böyle fikirler üretebilirler. İşte birkaç şair ve dizeleri daha...

Necati Cumalı, Güzel Ölüm şiirinde;

Ne güzel ölüyor çiçek

öyle isterdim ölmek.

Rüştü Onur Denize Serenad şiirinde;

Sende yaşamalıyım deniz,

Asi ve hür

Sende ölmeliyim

Bulutlara bakarak.

Macar şair Sandor Petofi ise Bir Düşünce Bana Acı Veriyor adlı şiirinde, yastıkta, yastıkların arasında ya da boş bir odadaki bir mum gibi sessiz sedasız ölmeyi istemediğini söyleyerek ekliyor:

Yıldırımın vurup geçtiği,

Yahut, fırtınanın kökünden söktüğü

Bir ağaç olayım.

Yeri göğü sarsan gök gürültüsünün

Tepeden vadiye yuvarladığı

Bir kaya olayım...

Öyle ya da böyle herkes gibi şairler de ölümü düşünüyor ve yazıyor. Bir de ölümü yasaklayanlar var. Cemal Süreya Tek Yasak şiirinde

Özgürlüğün geldiği gün

o gün ölmek yasak!

derken Can Yücel, ölümün çok olduğunu, ortalığı kırıp geçtiğini, dostlara, gençlere kafayı taktığını söylediği Bir Formül şiirini ölüme yaptığı bir teklifle bitiriyor:

Ne dersin tam maaşla emekliliğe?

İşsizlik sigortası da veririm istersen...

Tüm bunlara rağmen, Orhon Murat Arıburnu 'önce şairler ölsün' diyor Yetmez mi? şiirinde ama, iyi bir de nedeni var;

Önce ozanlar ölsün

Sonra

hiç kimse

Varsın ozansız kalsın dünya.

Barışı

İnsanlığı

Sevgiyi

Yarattılar ya!

İşte böyle... Her şeye rağmen sizler bir de Özdemir Asaf'a kulak verin. Bakın Kızdım da Yazdım'da neler yazmış:

Unutmayın

ki

yaşam

öldüresiye güzel değildir...

ŞİMDİ CEVAPLAYALIM...
NASIL VEYA NEYİN UGRUNA ÖLMEK İSTERSİNİZ

MESELA BEN VATAN UGRUNA ÖLMEK İSTİYORUM
 
Son düzenleme:
Sevdiğimin yanında olmak için ölmeyi isterim. Yazıda çok güzel olmuş.
 
Yaşam boyunca hep sevdiklerimiz can yakıyor. :)
Ayriyetten yazının geneli bir kaç forum , kitablardan alıntı :) derince belirtmek istedim.
Hmm. Paylaşmak güzeldir. :) Benim sevdiğim benim canımı yakıyor ama benim onun canını yakmaya hakkım yok. Her ne kadar beni istemesede ben onu bu dünyada rahatsız etmeden ruhumla yanında olmak istiyorum. :( O zaman bana karşı kin beslemez.
 
Geri
Üst